Halk arasında omurga romatizması olarak da bilinen Ankilozan Spondilit (AS), özellikle omurgayı etkileyen, ağrılı, kronik, ilerleyici, sebebi bilinmeyen romatizmal bir hastalıktır. AS’ nin 8-45 yaş arası başlayabileceği bilinse de genellikle 15-30 yaş arası daha sık ortaya çıkmaktadır. Belirtileri tipik olarak 40 yaşından önce, özellikle 20’ li yaşlarda başlar. Omurga dışında hastalığa bağlı olarak bağırsak ve göz gibi diğer organlarda da iltihaplanma görülebilir. AS’ in kesin tedavisi olmamakla birlikte, erken tanı ile tedaviye başlandığı takdirde şikayetlerin azalması ya da kaybolması ve hastalığın yol açacağı sakatlığın önlenmesi sağlanır. Özellikleri sabahları yataktan kalkınca veya uzun süreli hareketsizlikten sonra belin aşağısında ve kalçada oluşan ağrı ve tutukluk hissi hastalığın ilk belirtisidir. Bunun yanında; bazen sağ bazen sol kalçada oluşan ağrı, topuk ağrısı, derin nefes aldığında göğüs kafesinde ağrı ve kaburga üzerinde hassasiyet, gözde ağrı ve kızarıklık, uzun süreli karın ağrısı, kronik ( uzun süreli) ishal, kilo kaybı gibi yakınmalar da görülebilir. Hastalığın görülmesindeki en önemli faktör genetik yatkınlıktır. Bu yüzden aile öyküsü önemlidir.
Erken tanı ve teşhis için;
*Üç aydan uzun süren istirahatteyken gelişen bel ve kalça ağrısı/ tutukluk varsa,
*Hareketle ağrılar azalıyor veya geçiyorsa,
*Kişi 40 yaşından genç ise,
*Ağrılar, ağrı kesici alındığında azalıyor veya kayboluyorsa,
*Boyun-bel hareketlerinde ve her nefes alıp vermede göğüs kafesinde ağrı ve kısıtlılık (katılık hissi) varsa öncelikle aile hekimine danışarak gerekli görülürse romatoloji uzmanına başvurulmalıdır.
AS dışında kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve oldukça yaygın görülen sağlık sorunu mekanik bel ağrıları olup, doğrudan ( tanı ve tedavi giderleri) ve dolaylı ( iş gücü kaybı) olarak ekonomik kayıplar nedeni ile topluma maliye yüksektir. Ağrının kronikleşmesi ile ortaya çıkan sakatlık özellikle gelişmiş ülkelerde iş gücü kaybı ve üretim azalmasının en önemli sebeplerinden biri haline gelmiştir. Bel ağrıları bir aktivite ( ağır kaldırma) ya da travma ( düşme, çarpma) sonrası başlayabileceği gibi belirgin bir sebep olmadan da ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmalar dünya genelinde insanların % 80’ inin hayatları boyunca en az bir kere bel ağrısı yaşadıklarını göstermiş olup mekanik bel ağrıları da en sık görülen ağrı tipidir.
Mekanik nedenlere bağlı bel ağrılarından korunmak için;
*Her gün düzenli olarak bel ve karın kaslarını güçlendirici egzersizler yapılması,
*Gerekli durumlarda ağır nesneleri; beli dik pozisyonda tutup, dizleri bükerek çömelip, ağırlığın kollara ve bacaklara verilerek kaldırılması,
*Ayakta uzun süre durmaktan kaçınılması,
*Çay ve kahve tüketiminin azaltılması,
*Stresle başa çıkma yöntemleri geliştirilmesi ( gerekirse yardım alınması),
*İş gereği oturuluyorsa, yarım saatte bir ayağa kalkıp vücudun esnetilmesi,
*Yürüyüş ve yüzme bel ağrısını önlemede uygun sporlardır. Farklı sporlarla uğraşanların spora başlamadan önce ısınma ve sonrasında da esneme (stretching) egzersizlerini yapmaları sakatlıkların önlenmesinde önemlidir.
*Kilo vermek bel ağrısı riskini azaltır.
*Uzun süreli ve sinsi seyreden bel ağrısı varsa vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir.
12 Ekim Dünya Artrit Günü’nün bu yılki teması da; “Bel Sağlığı Demek Kaliteli Yaşam Demek” ve “Ankilozan Spondilit Kalıcı Kamburluğa Neden Olabilir” şeklinde olup, yaşam kalitesini etkileyen bu iki sağlık sorunu ile ilgilidir.
Yukarıda verdiğimiz bilgileri dikkate alarak, yaşam kalitenizi arttırabilir, erken tanı ve tedavi ile daha kaliteli bir yaşam sürerek ileriki yaşlarda oluşabilecek kalıcı sağlık sorunlarının önüne geçebilirsiniz.
Uzm.Dr.Serhat KORKMAZ
İl Sağlık Müdürlüğü