İnsan vücudunda oluşan atıkların kandan süzülerek su ile dışarı atılması gibi önemli bir işlevi olan böbrekler de diğer bütün organlar gibi hastalanabilmektedir. Yıllar süren uzun bir dönemde böbrek işlevlerinin ilerleyici kaybı söz konusu olduğunda kronik böbrek hastalıkları ortaya çıkmaktadır ki bunun sonucunda böbrek yetmezliği gelişir ve vücudun bütün organlarını etkileyen ciddi sorunlar çıkar.
Genel olarak görevlerini; kanın süzülerek idrarın oluşması; vücuttaki zararlı atıkların, asitler ve fazla olan suyun ve tuzun idrar yoluyla atılması; kemiklerin güçlü olması için kalsiyum ve fosfor dengesinin düzenlenmesi; vücuttaki D vitamininin aktif hale getirilmesi; tansiyonun düzenlenmesi ve kandaki alyuvarların yapımını uyaran hormonların salgılanması olarak sayabiliriz.
Her yaşta görülebilen ancak yaş ilerledikçe görülme sıklığı artan kronik böbrek hastalığı erken teşhis edildiği takdirde, uygun bir tedavi yöntemiyle ilerlemesi engellenebilmekte ve ya yavaşlatılabilmekte ve yüksek ölüm riski azaltılabilmektedir. Erken teşhis edilemeyen kronik böbrek hastalığı; böbrek işlevinin ilerleyici kaybı sonucu son dönem böbrek yetmezliği ile kronik böbrek hastalığına eşlik eden kalp-damar hastalıklarına bağlı erken ölüm riskini beraberinde getirmektedir. Böbrek yetmezliği gelişen hastaların hayatını sürdürebilmesi için diyaliz, daha ileri dönemde ise böbrek nakli tedavilerinin uygulanması gerekmektedir. Bu tedavi yöntemlerinin maliyeti oldukça yüksek olup, hastalarda moral bozukluğuna da sebebiyet vermektedir.
Çocukluk çağında görülen kronik böbrek hastalığı nedenlerini; doğuştan olan hastalıklar(her iki böbreğin de gelişememesi, polikistik böbrek, idrar yollarındaki darlıklar/ genişlikler, kalıtsal bazı hastalıklar vb.), idrarın idrar kesesinden böbreğe geri kaçışı, çocukluk çağı mikrobik olmayan böbrek hastalıkları “nefritler”, tekrarlayan ve tedavisi iyi yapılmayan idrar yolu- böbrek enfeksiyonları, böbrek ve idrar yolu taşları, idrar kesesinin dolmasını ve boşalmasını bozabilecek hastalıklar olarak saymak mümkündür.
Kronik böbrek hastalığının belirtileri şu şekildedir; böğür ( yan) ağrısı, bulantı-kusma, halsizlik, iştahsızlık, karın ağrısı, idrar yaparken yanma, sık sık ya da uzun aralıklarla idrara çıkma, sık ateşlenme, idrarın kırmızı ya da kahverengi olması, göz kapaklarında-yüzde ve bacaklarda şişlik, yüksek tansiyona bağlı baş ağrısı, kesik kesik idrar yapma, idrar kaçırma, ciltte solukluk, çocuklarda büyüme geriliği veya duraklaması, uzun süreli böbrek yetersizliklerinde ilk yıllarda idrar miktarı fazla olup ilerleyen dönemde azalma. Altta yatan farklı hastalıklara bağlı olarak belirtilerin birkaçı bir arada görülebilmektedir.
Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, vücut ağırlığın kontrolü, tuzun azaltılması, yeterli sıvı alınması, sigaradan uzak durulması, ağrı kesici ilaçlardan kaçınılması, kan basıncının ve kan şekerinin kontrol altında tutulması gibi önlemlerle kronik böbrek hastalıklarından korunmak mümkün olabilmektedir. Özellikle çocuklara sağlıklı beslenme, yeterli miktarda su tüketme , hijyen ve temizlik alışkanlığı kazandırılmalı ve idrarı geldiğinde ertelememesi gerektiği öğretilmelidir.
Risk grubunda olan yetişkinlerin ( diyabetliler, yüksek tansiyonu olanlar, kalp hastaları, fazla kilolular, ailesinde böbrek hastası olanlar, sigara içenler ve yaşı 60’tan büyük olanlar ) düzenli olarak böbrek hastalığı yönünden kontrollerini yaptırmaları erken teşhis ve tedavi açısından önem taşımaktadır.
Dünya Böbrek Günü vesilesiyle; böbrek hastalığı teşhisi konup tedavileri devam eden bütün hastalarımıza acil şifalar diliyor, risk grubunda olduğunu düşünen kişileri muayene ve tetkik için sağlık kurum ve kuruluşlarımıza bekliyoruz.
Unutmayın Sağlığınız böbreklerinizin sağlığına doğrudan bağlıdır!
Uzm. Dr. Serhat KORKMAZ
İl Sağlık Müdürü