Bilindiği üzere kanser, beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalık grubudur. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı 2020 yılı verilerine göre dünya genelinde yılda 19 milyon kişi kanser tanısı almakta ve yine takriben 10 milyon kişi bu sebeple hayatını kaybetmektedir. Hastalık; cinsiyet, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın tüm insanları etkilemektedir. Kanserde benzer seyrin devam etmesi halinde, 2040 yılında 29,5 milyon yeni vakanın ortaya çıkması ön görülmektedir.
Çalışmaların gösterdiği gibi Dünya genelinde erkekler arasında en sık görülen kanser türü akciğer kanseri iken kadınlarda 3. sırada yer almakta ve önemini korumaktadır. Akciğer kanseri, gerek dünyada gerekse ülkemizde kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın nedenidir. Hastalığın Türkiye’de tanı alma medyan yaşı 64 olup, 40 yaş altı bireylerde daha nadir olarak rastlanılmaktadır.
Pek çok vakanın %80’inde sorumlu etken tütün kullanımıdır. Nitekim tütün tüketimindeki azalmayla akciğer kanseri görülme sıklığı da azalmaktadır.
Akciğer kanseri için diğer risk faktörleri arasında; pasif içicilik (sigara), akciğer kanseri yönünden aile öyküsünün varlığı, bazı vitaminler, radon/asbest gibi kimyasallara maruziyet, arsenik gibi endüstriyel ürünlere maruziyet, radyasyon maruziyeti, bazı organik kimyasallar, hava kirliliği ve tüberküloz yer almaktadır. Bu etkenlerden bazısı kaçınılabilir risk faktörleri (tütün ve tütün ürünleri kullanımı gibi) iken bazısı değiştirilemez risk faktörüdür (ailesel akciğer kanseri öyküsünün varlığı gibi).
Henüz etkin bir tarama yöntemi bulunmuyor olsa da tütün kontrolünün akciğer kanserine karşı mücadelenin en temel ve en etkin aracı olduğu bilinmektedir. Ulusal Tütün Kontrol Programımız ile toplumdaki tüm bireylerin, tütün ürünlerinin sağlık, ekonomik, çevresel ve sosyal zararlarından korunması hedeflenmektedir.
Genellikle Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için birkaç yıl geçer ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir.
Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtiler tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterir.
Tümörün kendisinin ve göğüs içi yayılımının yol açtığı, en sık izlenen belirtiler: Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük; öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak; derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı; iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı; ses kısıklığı; nefes darlığı; sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları.
Akciğer kanseri tedavisi hastadan hastaya farklılaşabilmekle birlikte tedavi kararında; hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunlarının varlığı gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler, radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.
Bu hastalığa ve oluşturduğu kötü etkilere dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak için Kasım ayı, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı olarak belirlenmiştir. Kanserlerde erken teşhis, erken teşhis için de farkındalığın önemi büyüktür. Bu vesile ile bu hastalıktan korunmak için öncelikle tütün ve mamullerinden uzak durmanın, sağlıklı bir yaşam tarzı ( sağlıklı beslenme ve hareketli bir hayat) benimsemenin önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Tedavisi süren bütün hastalarımıza şifa ve esenlik dilerken özellikle risk grubunda olanları ücretsiz taramalarını yaptırmak üzere KETEM’lerimize davet ediyorum.
Uzm.Dr.Serhat Korkmaz
İl Sağlık Müdürü